Zeki ARSLAN: İHANET SAVAŞLARI..

Sevgili takipçilerim yine ağır terör eylemleri ve yine şehitlerimiz sivil vatandaşlarımızdan hayatını kaybedenler ve yaralananlar…!

ŞEHİTLERİMİZE ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM MEKANLARI CENNET OLSUN aynı şekilde SİVİL YURTTAŞLARIMIZINDA MEKANLARI CENNET OLSUN,yaralı olan vatandaşlarımız ve devlet görevlilerimize ALLAHTAN ACİL ŞİFA dilerim.

Ağzı olan konuşuyor en güzel emekli yarbay sayın METE YARAR bey konuştu VEZNECİLER saldırısından sonra olayın vehametini artık GERÇEKLERİ halka açık konuşmakta ve bilgi vermekte fayda var dedi.

Bakın arkadaşlarım geçenlerde bir youtube ta çok tesadüf bir haber videosu ile karşılaştım.

Iğdır ilimizde 2006 yılında bir polis memurumuz sayın MAHMUT YILDIRIM beyi görüyor İlin valisini ve kolluk kuvvetleri ile savcılığı harekete geçiriyor fakat nahçıvan sınırında kaybediyorlar.

Ben burdan bu haberin tarihi ve yer konum itibari ile muhtemel doğru olduğunu kabul ediyorum.

Yani on yıl evvel YEŞİL KOD adlı sayın MAHMUT YILDIRIM bey sağ.

Bunu size niye yazma gereği duydum,şundan sayın MAHMUT YILDIRIM bey ve diğer rahmete kavuşmuş yada hayatta olan insanlarımız kabiliyetleri,yetenekleri ve branşları bakımından ne kadar EFSANE olsalarda emir kulu.

İhtiyaç olduğunda var,işini tamamladığında kaybolur ölse kalsada kimsenin haberi olmaz üç kişi ile cenazesi kalkar belki ailesinin bile haberi olmaz.YETİM gibi!

İşte bu YETİMLERİ kullananlar aramızda, makam ve mevki sahibi olarak içimizde itibarlı olarak yaşıyorlar.

2006 yılını size özellikle yazdım dikkatinizde olsun!!!

Gelelim başka bir polis memurumuza bunlar gizli kahraman ŞEHİT GAFFAR OKKAN müdüre suikast yapılıp telsiz anonsunu duyunca olay yerine yakın seyir halinde özel otoları ile giderken hadisenin bulunduğu yere intikal edip araçtan inerek koşarken iki takım elbiseli kişi görüyorlar birinin elinde kaleşnikof var fakat olayın sıcaklığı ile siz kimsiniz diyemiyorlar bu iki kişi olay yerinden hızla ayrılıyor.

Diyeceksiniz ne olmuş! Sen 2001 yılında diyarbakırda değildin,evet.

Ama daha büyük bir İLİMİZDE İSTANBULDA idim ve çokta sıkıntılı ve baskı altındaydım.

Sebebi bazı BARONLAR bunlar diyarbakırlada çok yakın insanlar onların şahsımla husumet içinde olması ve kendilerininde o günlerde ayrıcalıklı güç vehmettikleri için kendilerine verilen talimatla KİRLİ OPERASYON yapmaları.

O diyarbakırda olay yerinden ayrılan iki kişide muhtemelen MİT görevlisi hadisenin başarı ile tamamlandığının gayrinizami bir karargaha bilgi geçmek için olay yerinde olan kişiler.

Yine muhtemeldirki bu suikasti teknik olarak filme kaydetmişlerdir…

Bu konular olurken en akıllıca yapılanı kendimi İSTANBUL ORGANİZE şuçlar şubesine yaptığım bir ihbarla alkollü attırdım ama onlar beni başka bir ilçe emniyetinde tuturarak 24 saat sonra soru sormadan serbest bıraktılar.

24 ağustos 2001 tarihindede yine aynı şubenin bir operasyonuna gözlemci olarak katıldım,uzun saatler operasyonu yapan arkadaşlar ile çay kahve ve yemek yedik.Kısa anlatıp geçiyorum.

Bu konuyu ZEKİ ARSLAN tweet hesabında 3 yıl evvel sayın ADİL SERDAR SAÇAN beyefendi ile görüşürken herkesin önünde açık sorduğum soruda GAFFAR OKKAN suikasti için kısa bir mesaj attı AK ŞAÇLILAR.

Evet doğru söylemişti bir zaman sonra yine tweeter üstünden emekli binbaşı sayın ZAHİT ENGİN beyle DM(KAPALI) görüşürken o dönemde İZMİT İL jandarma alay komutanlığında yüzbaşı olarak görevli iken GEBZE DİLOVASI da yaptıkları bir operasyonun sıfır boş çıktığı dönemin ANKARA JANDARMA İSTİHBARAT gurup komutanının raporunu boş yazma çünkü bu emir en tepeden geldiğini söylediğini bizzat bana sohbet esnasında anlattı.

Bu doğru o anda bölgede olan iki eski İSTİHBARATÇI BARON şu anda hayatta değiller ama o anda tüm diyarbakırda olan operasyonu ve sonrasını kordine eden onlardı.Yanlarında olupta yaşayanlar var bunlar DİYARBAKIRI iyi bilen insanlar…

Sizlere bu bilgileri kısa kısa verirken şuraya gelicem 2008 yılından sonra artık uzun zamanın baskı ve stresi altında kan tükürmeye başladım ve 1 yıl sonra 2009 mart sonunda 53 kilo olarak hastaneye kaldırıldım.

Vucudumdaki yağ gözenekleri boşaldıktan sonra bu gözeneklerden tuzda boşalarak sadece ete yapışmış deri olarak kaldım.

Allahın taktiri ilahisi yaşayacağımız varmış kurtulduk tedavim bittikten üç gün sonra İSTANBUL ORGANİZE ŞUÇLAR şubesi sahte bir operasyonla beni aldı üç gün nezarette tutarak mahkemeye sevk etti serbest kaldım.

O dönemde İstanbul emniyetinde esen müdürler sayın ALİ FUAT YILMAZER,ATA YÜNLÜ ve TUFAN ERGÜDER..

Şimdi bu olayların içeriğinide anlattım aslında bu arkadaşlara derinden talimatla bu operasyonları yaptırtan var…

ŞEKİLDEKİ GİBİ!

Yoksa bunlar bana operasyon yapmaz,İSTANBUL MİT bölge başkanı sayın İSMAİL NİŞANCI ,çalışmamız olmasada benim şuç işlemiyeceğimi bilir,ANKARADA dönemin MİT müsteşarı sayın EMRE TANER bey beni tanır zaten 2007 de özel bir personel yollayarak beni bilgilendirdi.

Bununda sebebi olan olumsuzlukları yazıya elektronik posta ile döküp MİT müsteşarlığına direk yollamam!

Şu anda KAMU GÜVENLİĞİ TEŞKİLATI başkanı sayın MUHAMMET DERVİŞOĞLU beyde benim namımı bilir çeşitli camialardan oda benim şuç işlemiyeceğimi hasta ağır olduğumu yakın bilir.

MİT şu anda daire başkanı olan sayın İSMAİL HAKKI MUSA beyde bilir benim şuç işlemiyeceğimi hatta sayın CUMHURBAŞKANIMIZ dönemin BAŞBAKANI da bilir benim suç ile nasıl mücadele ettiğimi demokrasi için çalıştığımı!!

Peki nasıl oluyorda canına kast edicek kadar,yerinden yurdundan edicek kadar TÜRKİYEDE seni baskı altına sokuyorlar diyeceksiniz.

Söyliyeyim o zaman yıllarca bu ülkenin AYDINLARINI,DEVLET ADAMLARINI burdaki taşoronlara şehit ettiren BATILI güçler gördüğünüz yapıların,üstünde aklınıza hayalinize gelmiyecek yaptırımları var.

Benimde faaliyetlerim,geçmişte yaptıklarım en sonda 4 temmuz 2003 yılından sonra beni hedefe sokanlar tarafından BATI düşman konumuna sokup bunuda doğal yollardan olması istenince böyle oldu ALLAHIN işi olmayınca bu komployu yapıp beni bertaraf ettiler ama yapanlar hepsi bizden güçler.

Benden on gün sonra sayın CHP BAŞKANINA OPERASYON kasetle çekenler arkasındanda mavi Marmara olayı geldi!

Peki şimdi ne oluyor,sınırımızda YPG ünüformaları ile çarpışan ABD güçleri ve TÜRKİYENİN heryerinde patlayan canlı bombalar!

Birde bu bombaları 1 hafta evvelden haber veren gazeteciler enteresan değilmi!

Çünkü artık ABD ve yandaşları NATO içindeki güçler hem burdaki taşoronlarına yıllarca suç işletip bizim AYDIN ve DEVLET ADAMLARIMIZI katlettirirken bir yerdende elinde delil olucak tüm belge,bilgi,dökümanı yıllar içinde biriktirdi..

İşte son merhalede bunu kendi topraklarında HUKUK içinde kalıp ,bazı operasyonlar yapmaya hazırlanıyor buda BÜYÜK OPERASYONUN bir kuvvetli şaç ayağı…

Bu operasyonun büyük olucağındaki kanatim burda toplanan yılların dökümanter bilgisinin zannediyorumki ellerinde olması ve ilk defa bu tip bilgiyi ŞANTAJ amaçlı değil hukuk bazlı kanun üstünden kullanıcak olmaları…

Niye böyle düşünüyorum ilk defa ABD devletinin TÜRKİYE içinde FBI kurumunu 2004 yılından beri çokça kullandığını gördüm.Eskiden çok nadir çalışmalar için kullanırdı ama oturduğum yerden aldığım bilgiler ve 2004 yılındaki gözlemlerim aslında iç istihbarat ve güvenlik kurumu olan FEDERAL büro TÜRKİYE de çalışıyor yoğun?

Uluslararası yolsuzlukla mücadele gibi görünen ve sayının çok kişiyi kapsadığının bilgisini kapalı veren haber kaynaklarından edindiğim başka bir izlenimim var ŞUÇ vasfı olan hadiselerde öyle derin şeyler vardırki KIRİMİNAL uzmanları bilir şuçu bir yerden yakalayıp çektiğinde özellikle ORGANİZE SUÇ ve TERÖR SUÇLARINDA vasfı konu alınan suçu araştırırken adeta başka şuçların yumaklarına toplu halde ulaşırsın,işte asıl DEPREM o zaman yaşanılır.

Hatta bu konularda başka ülkelerinde birbirlerine hasım olanlarda bu su altındaki gizli çekişmelerin tarafı olabilir ve yine DERİNLERDE karşılıklı talepler olabilir?

İnsan biyografisi bir ÖRÜMCEK AĞI gibidir,genişletildiğinde biyografik araştırma yapanları çok umulmadık merkezlere götürür.

Çok derin arka plan stratejik hesaplar uzun vadeye yayılmış olabilir ve KOZMİK GÜÇ ele geçirmek isteyenler çok çeşitli faaliyetlerde bulunmuş olabilir.