Sevgili
takipçilerim hepinize iyi pazarlar dilerim umarım mutlu sağlıklı ve eğlenceli
bir hafta sonu ve sonrası günler geçirirsiniz.
Mutluluğunuz
her daim olsun,mutlu,müreffef ve zengin insanlar dünyamızda arttıkça hepimiz
mutlu oluruz..
Bir
önsözle yazıma girmek istiyorum.Sizlerin yoğun ilgi ve alakası olduğu için
yazılarımdan dolayı müthiş rahatsız olan ve bu yüzden,kelime,laf,slogan üreten
çevreler var..
Biraz
açıklama yapmak istiyorum,bir TÜRK ATASÖZÜ var ekşi yemedim karnım ağrısın bu
kelimeleri üreten çevrelere ve onları idare edenlere söyleyeceğim şunlar.
Diyorlarki
muhattap bulamıyan kişi diye hakkımda konuşuyorlar
hiç muhattap aramadım,hayatımı sizleri idare eden SİYONİST maşası BARON
altı arkadaşlar çok iyi bilir,hep yalnız
ve tek yaşadım..
Kalabalık
mevziye girdiğimiz zamanlardada TÜRKİYE deyiz hepiniz beni tanıyan herkese
sorarsanız çok eminim şunu söyleyecektirler.
Bizimle
nasıl mevziye girdiyse,o şekilde söz verdiğim gibi çıkmıştır.
Ne
kimseyi sattım,ne kimseyi arkasından vurdum,nede
kimsenin,malında,canında,ırzında oldum..
Sosyal
yaşantım adetlerim,örflerim kendime göre kimsenin özel hayatımı değiştirmesine müsade
etmem..
Herkes
kendi özel hayatını yaşar,kendi düşünce tarzında sistem kurar sizler kendi
çıkarlarınız için başkalarının özel hayatını etkilemeye,o insanlarının
yaşantısını bozmaya,huzursuz etmeye hakkınız yok,ama bunu çeşitli şekillerde
yaptınız..
Hangi
kurumun,müessesenin,camianın,tarikatın başında olursanız olun..
Aile
mefrumu benim için çok önemlidir,kimlerin son kırk yılda ne yaptığını ve
niyetlerini iyi bildiğimiz için ona göre hareket ediyoruz..
Hakaretinde
dozajı var adama delikanlıya edilir,yani anlamak istemiyene ,ŞEREFSİZE ne
söylesen boş...
Kısacası
yolunuzda gidin,başkalarını kendi yolunuzda yürümeye zorlamayın,çeşitli
yöntemlerle…
Kimseyi
ÇAMURA batırarak bir yerlere geldiğinizi düşünmeyin bilen DÜNYA da neyin ne olduğunu biliyor,siz farkına varmadan
kendinizi küçük düşürüyorsunuz..
Gelelim
bu hafta AB(Avrupa birliği) konusuna dostlarım.
1954
yılında TÜRKİYE CUMHURİYETİ NATO ve AVRUPA KONSEYİ sürecinin başlamasının
beşinci yılını kutlamak için bir çok etkinlik yapmış,hatta TC posta idaresi
hatıra pulu bile basmış.
Demekki
ikinci dünya harbinden sonra oluşan yeni DÜNYA DÜZENİNDE TÜRKİYE bugün hala
ortağı olduğu paktlara girişini veyahutta giremediğinin ön bağlantılarınıda
1949 yılında başlangıç startını vermiş..
Peki
bugün ne oluyorda AB platformu bizim üyelik müzakerelerimizi askıya alıyor.
Aslında
DÜNYA yeniden şekilleniyor,bu esnada herkes suyun altında kendi tarafını ve
ülkelerinin nasıl bu yeni dünya düzeninde kendi güçlü çıkarlarını kuvvetli
tutmak için şekilleneceğinin hesaplarını yapıyor ve ona göre pozisyon alıyor..
AB
konusunda ben en ileri tahminleri yapan geçmişte bizzatta şahit olduğum
İNGİLTERE devletini gördüm..
Hayran
olmamak elde değil 2007 yılında AB parlemantosunu uyarmaları ,kapınızda
beklettiğiniz TÜRKİYE zorda kaldığında siyasi ve ekonomik ilişkilerle RUSYA ile
kuracağı beraberlikte AB nin sonu olur diye açıklama getirmişlerdi..
Bu açıklamadan sonra çok iyi takip ettiğim bir
hadise bu, konu hakkında on beş gün evvel çok zarif bir bayan İNGİLİZ dış
işleri yetkilisi ile görüşmüştüm bu konuda açık fikirlerimi beyan etmiştim o
zaman....
2015
yılında İNGİLTERE AB den ayrılma kararı aldı tek taraflı,çünkü İNGİLİZ derin
devleti gerekli tüm çalışmaları görüyordu özellikle TÜRKİYENİN çeşitli
çıkışlarından dolayı.
Bir
RUSYA,TÜRKİYE beraberliğinin ŞANGAY BEŞLİSİ ile masada ŞANGAY ALTILISI olması,
DÜNYA nın dengelerini değiştirmek
olacağı analizini iyi yapıyorlardı..
Bundan
sonra olucaklar AB ile restleşen TÜRKİYE den dolayı oluşacak yeni dünya düzeni
yapılanmalarında AB diğer ülkeleride birlikte kalmak istemiyecek ve AB birliği
kendiliğinden çökücektir..
AB
nin başı çeken ülkeleri ALMANYA,FRANSA ve İTALYA üçlüsünün nasıl stratejik
tavırlar alıcağı muhtemelen bağımsız kendi ülkelerinin çıkarlarına göre hareket
edecekleri kesindir..
Enerji
bakımından RUSYA devletine bağımlı olan AB ülkelerinin özellikle DERİN siyasi
ve ideolojik yatırım yaptıkları KARADENİZE kıyısı olan ülkelerlede ilişkileri
çok etkilenecektir.
Romanya,Bulgaristan,Ukrayna,Gürcistan
ve yine bağlantılı Azarbaycan,Ermenistan,İran…
Kısacası
ŞANGAY BEŞLİSİNİN ,KELEBEK etkisi göstermesi , tüm dünyaya büyük etkisi
olucaktır....
Bazı
arkadaşlar ÖNGÖRÜ diyorlar artık öngörücek bir şey kalmadı.
Son
YİRMİBEŞ yılda yaptığımız tüm öngörüler doğru çıktı.Tüm doğrular yüzünden
çekmediğimiz sıkıntı kalmadı.
Ama
1970 li yıllarda öğrenmeye başladığım SSCB(RUSYA) TÜRKİYE ilişkilerini 1984
yılında tekrar gözden geçirmem ve sonrası 1993 yılından sonra tamamen buna
inanmış olmam bugün haklılığımı gösterir neden bu kadar yoğun ÜLKEMDE kendi
güçlerimiz tarafından saldırı altına girmemizi açık ve NET gösterir..))
EL
BAB Suriye içlerinde ESAD kuvvetlerinden aldığımız son günlerdeki saldırı ve
şehitlerimiz,herkesin bildiği gibi bazı KÜRESEL DÜNYA güçlerinin dengeleri
bozmak istenmesinden olması rahatlıkla düşünülebilir...
Türkiyede
özellikle 1. ÇEÇEN savaşı esnasında 1994 aralık ayından beri gördüğüm 1946 dan beri
öyle güçler DERİN DEVLET yapısının içlerine yerleşmişki her zaman ülkemizin yok olması pahasına bile RUS,TÜRK ilişkilerini bozmak için faaliyet göstericeklerdir..
Çünkü
KÜRESEL güçlere, artık dünyanın süper devletlerine bile değil KÜRESEL SERMAYE
emri altında çalışmaktadırlar..
Unutmayın
SURİYE ve IRAK muharebe alanında artık cephe savaşı yok karşılıklı güçler
arasında,çeşitli silahlı yapılar arasında birkaç saatte değişen stratejiler ile
birbirleri ile çarpışan ÖRGÜT düzeyinde ordular ve silahlı yapılar var..
Adana
ilimiz çok stratejik özellikle başta ABD olmak üzere batılı ülkelerin
istihbarat servislerinin istasyonu olduğu gibi MOSSAD İsrail askeri istihbarat
servisininde önemli istasyonudur..
Dikkat
edin ADANA ilimizde geçtiğimiz gün canlı bomba saldırıları olurken İSRAİL
içindede sabotaja dayalı büyük yangınlar oldu,neden KÜRESEL güçler ORTADOĞUDA
heryere eşit savaşın çok ağar sıcaklığını taşımak istiyor…
Onun
için en önemli hadiselerden biride TOPLUMSAL,SOSYOLOJİK ve PİSİKOLOJİK
yozlaşmadan ülkeyi korumak..
Bu
dünyada en önemli hadiselerden biridir TOPLUMSAL YOZLAŞMA.Malesef son otuz beş
yılda yavaş yavaş BATI EMPERYALİZİMİ öncelikli basın ve medya yolu ile
arkasından ekonomik taktiklerle ülkemizde TOPLUMSAL YOZLAŞMADA çok başarı
kaydettiler..
İnsanların,ahlaki
değerleri bozuldu,bu toplumdaki her konuya yansıdı..
Son
darbede bu kadar geniş FETÖ yapılanmasının devletin kamunun ve özel sektörün
heryerini adeta delik deşik etmiş bir ABD eksenli terör örgütü sınıfına giren
aslında tarihin en geniş çaplı CASUSLUK şebekesi maalesef ülkemizin özellikle
dışardan gelicek saldırılara karşı SAVUNMA MEKANİZMALARINA ağır hasar verdi.
Kabul
etmek gerekirki ülkemiz maalesef zayıf bir dönemden geçmekte ikinci dünya harbinden
beri ilk defa böyle bir durum ile karşılaşıyoruz..
Dindar
toplum yetiştiriyoruz söylemi olsada topluma, kaliteli,sağlıklı,dürüst,modern
ve sofistike eğitimli kişi gerekli, sadece DİNDAR nesil yetiştirmekle toplumsal
yozlaşmayı önlemenin imkanı ve ihtimali yoktur..
Son
kırk yılda en modern ve güvenilen DİNDAR bir yapının yaptıklarını MİLLETİNE ve
DEVLETİNE, en çok saldıran terör örgütleri bile bu şekilde böyle büyük ihanet
saldırısı planlayabilip yapamadı,Demekki DEVLET BAŞ ta KUZGUNDA LEŞ te olmazsa
dürüst,eğitimli,modern,sofistike insan yetiştirilemiyor.Başkalarına bırakılan
DİN ve EĞİTİM sistemi tehlike arz ediyor DEVLETE ve onun MİLLETİNE karşı.
.
Dünyayı
önümüzdeki yıllarda çok farklı hadiseler bekliyor.İnsan ömrü kısa DEVLETLERİN
ömürleri ve stratejik hareketleri uzun yıllara yayılıyor..
Hemen
herşeyi aniden olucakmış gibi beklemek hata olur,zamana yayılarak yavaş yavaş
olayların şekilleri yansıyarak bir kırılma noktasına gelicektir..
Dünyayı
sağlıklı koruyacak güçler İYİLİĞİ temsil eden toplumların beraberliği ile
yeniden HUZUR ortamına ulaşıcaktır..
Bilinmeyen
gelişim sağlamış teknolojiler ve yeni enerji sistemlerinin kullanımı ne zaman
ve neden sonradırki SİSTEME giricek?
Bu
hafta çocukluktan kısa eğlenceli ve biraz düşündürücü bir anımı yazıcam.
Yıl
1972 yazı rahmetli babam izmire seyehat yapmak için ailece bizi arabamızla
tatile çıkarttı.
1964
model coupe(tek kapı) beyaz aracımızla yol alıyoruz,ben o dönemde ilk okul
ikinci sınıfa gidiyorum.
Menemene
gelmeden evvel yol kenarında ürün satan yerel çifçi unsurları görünce babam
arabayı durdurdu.
Onlardan
köy peyniri,domates,biber,salatalık satın alarak arabaya geri döndü.
Dedi
menemene gireriz,ordan sıcak ekmek alır fırından, bir çay bahçesinde oturur
yeriz.Annem birde çok küçük kardeşim var..
Menemene
girdik cadde üstünde ilerlerken bir fırın gördü durdu, fırını on onbeş metre
geçerek.
Arslan
parçası dedi fırla şurdan sıcak iki ekmek al gel.Para verdi çıktım arabadan fırına girdim
eski bir mekan odun ateşinde ekmekleri pişiriyorlar.
Benim
girmemle arkamdan iki ,üç tane sarıklı büyük adam girdi ben onlara
baktım,fırıncıya baktım hemen fırından kaçarak soluk soluğa arabaya annemin
üstünden atlayarak arka koltuğa oturdum,gidelim baba dedim..
Bendeki
o telaşı görünce babam ne oldu evladım dedi.
Bendeki
cevap baba sarıklı adamlar fırına girdi,bunlar burda asteğmen KUBİLAYI şehit
edip kafasını kesmişler bizide keseler gidelim..))
Babam,annem
nasıl kahkaha atıyorlar bu sefer bende tam bir şaşkınlık,babam gülerek arabadan
indi gitti ekmekleri aldı geldi..
Gittik
bir çay bahçesine karnımızı doyurduk ŞEHİT KUBİLAY ında ANIT HEYKELİNİ ziyaret
ettik..
Babam
yolda hala gülüyor ama işte kader gülmüyor İZMİR e girdik şehrin içinde
giderken ışıklarda duruyoruz bir Amerikan arabası taksi yan arkadan benim
oturduğum yerden arabaya son sürat bir çarpttı ne olduğumuzu şaşırdık..
Olay yerinde herkes toplandı arabanın arka sağ tarafı duman olmuş TAKSİCİ ağbi
kusuruma bakma fren patladı gel bak diyor, polisler tam bir patırtı..
Babam
taksiciye geçmiş olsun kardeşim canın sağolsun dedi ve davacı olmadan ayrıldık
olay yerinden…
Yalnız
ne oldu ise hala düşünüyorum bulamıyorum aniden İZMİR de kalmaktan vazgeçip
ordan AYDINA geçtik..
Aydında
meydanda o tarihte güzel bir otelde kalırken gece şunlar hiç aklımdan çıkmaz.
Aydının
camdan baktığımda karanlıkta merkezdeki yaşamı,babamın komedin üstünde rakısını
içerken bardağının yanında tabancası..
Neden
sıkıntı duyduysa ertesi günü tatili yarıda kesip istanbula gerisin geriye
döndük..
Aslında
İZMİR de çok geniş çevresi vardı 1944 yılından itibaren yatılı okula İZMİR de gitmiş
ve ondan sonrada İZMİR de uzun zaman hayatı geçmiş,ama o gün orda bir şeyden
tedirginlik duydu,mekanı cennet olsun..
Ek!NOT:(yazımı
Cuma bitirmiştim Cumartesi sabahı öğrendim KÜBA DEVLETİNİN EFSANE LİDERİ FİDEL
CASTRO yaşamını yitirmiş,KÜBA halkına başsağlığı diler BÜYÜK LİDER CASTRO nun
TOPRAĞI BOL OLSUN IŞIKLARLA YATSIN)
Hepinize
iyi pazarlar..
SAYGILARIMLA,
ZEKİ
ARSLAN..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder